ABD Adalet Bakanlığı, arama motorları üzerinde bir tekel yarattığı suçlamasıyla Google hakkında dava açtı. Dava geçen hafta görülmeye başlandı. Sınırlı sayıda gazetecinin, binadan ayrılmamak koşuluyla ancak izleyebildiği davada, Google’ın, Apple, Samsung, LG gibi mobil cihaz üreticilerine cihazlarında Google’ın varsayılan arama motoru olması için her yıl milyarlarca dolar ödediği, piyasaya girmeye çalışan başka arama motorlarını da engellediği iddia ediliyor.
Evrensel yazarı Ceren Sözeri, davaya ilişkin bilgileri aktardığı yazısında, konunun Türkiye tarafına da değindi, Google’ın haber konulu aramaların yaklaşık yarısında kullanıcıları sadece 14 siteye yönlendirdiği iddialarını aktardı. Yapay zeka algoritmaları ile sansür uygulamalarının alabileceği boyutları da değerlendiren Sözeri’nin “Devlerin aşkı büyük olur” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Google bu iddiaları reddediyor hatta Chen’in girişteki sözleri gibi kullanıcıların isterlerse Bing, DuckDuckGo gibi başka arama motorlarını tercih edebileceklerini söylüyor. Burada bir parantez açalım örneğin DuckDuckGo sizin arama verilerinizi saklamıyor, çerez kullanmıyor ve IP verilerinizi gizli tutuyor. Böylece Google’daki gibi bir ürün aradığınızda bir sonraki sayfada o ürünün ya da alternatiflerinin reklamlarıyla karşılaşmıyorsunuz. Aramalarınızı yönlendirmiyor. Bütün bu artılarına rağmen Google kadar popüler olamıyor. İşte ABD Adalet Bakanlığı burada rekabetin engellendiğini, kullanıcıların seçme özgürlüğünün kısıtlandığını savunuyor. İşin daha ilginç tarafı bu davanın kısmen ortaya çıkardığı anlaşmalar. Örneğin Apple’ın da bir arama motoru var, Safari, 2003’te başlayan ve 10 yıl süren Google ve Safari arasında Google reklamlarının yarı yarıya paylaşımını içeren bir anlaşma yapılmış. Ancak bu davayla Google’ın Apple telefonlarda varsayılan arama motoru olması için yüklü miktarda ödemeler yaptığı ortaya çıktı. Veriler şeffaf değil ancak iddialara göre Google, Apple’a 18 yıl boyunca her yıl 19 milyar dolar civarında ödeme yapmış. Şimdi bundan bize ne, alan razı satan razı diyebilirsiniz ya da ABD liberallerinin bakışıyla yeni arama motoru geliştireceğine hizmet satın almış da diyebilirsiniz. İlerleyen yapay zekâ teknolojisi ve algoritmanın hegemonyasını göz önünde bulundurarak en azından DOJ böyle düşünmüyor. Davanın haftalarca süreceği öngörülüyor. Medyanın ilgisini çeken birbirine rakip bu iki büyük teknoloji devinin yıllardır sakince nasıl iş birliği yaptığı. Birbirleriyle böyle iyi anlaşan şirketlerin devletlerle ilişkisini sorgulamak için de çok sebebimiz var. Ağustos ayında Journo’da Emre Kızılkaya ve İrem Gül’ün yaptığı araştırmaya göre ‘Türkiye’de binlerce haber sitesi var ama Google, haber konulu aramaların yaklaşık yarısında kullanıcıları sadece 14 siteye yönlendiriyor. Bu sitelerin ezici çoğunluğu siyasi iktidarın kontrolünde.7 Sonuçta para konuşuyor. Buna bir de Türkiye gibi ülkelerde ‘habere erişim engeli’ gibi sansür mekanizmalarını eklediğinizde olay daha vahim boyutlara varıyor. Geçen hafta Yargıtay Hakimi Yüksel Kocaman, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında adının geçtiği, kendi açıklaması da dahil, 26 habere erişim engeli kararı aldırttı. Gazeteciler bu sansürü aşmanın (savcının adını geçirmeden yazmak gibi) trajikomik yollarını arıyor, diğer taraftan sansürün büyüğü daha yukarıdan geliyor. Yani kurtuluşu Google’da ya da esas olarak kapitalizmde aramamak, iPhone 15 kuyruklarına da aldanmamak lazım.” (HABER MERKEZİ)